Alevilikte Kurban:
Alevilikte kurban, bir cana kıymaktan çok, bir cana dokunmaktır. Sosyal medyada her bayram döneminde sıkça rastlanan “Alevilikte kurban yoktur” söylemi, bu derin geleneği tam anlamıyla yansıtmaz. Alevilikte kurban, diğer inançlardan farklı olarak, 12 hizmetten biri olan kurban, lokma ve ikram hizmeti kapsamında yer alır. Kurban, etin paylaşımından öte, sevgi, rızalık ve toplumsal dayanışmayı simgeler. Ancak günümüz koşullarında, ekonomik, sosyal ya da etik nedenlerle kurban kesimi her zaman zorunlu değildir; Alevi hakikati, niyetin ve paylaşımın bedelden daha önemli olduğunu vurgular.
Alevi hakikatinde, “Hakk’ı insan’da görmek” esastır. Kurban, bu anlayışla, bireyin topluma karşı sorumluluğunu hatırlatır. Cemlerde rızalıkla kesilen kurban, zengin-fakir ayrımı olmadan aynı sofrada buluşmayı sağlar. Lokma paylaşılır, küskünler barışır, toplumsal barış sağlanır. Bu, “eline, beline, diline sahip ol” düsturunun bir yansımasıdır; kurban, özveri ve dayanışma ruhunu pekiştirir. Günümüzde ise bu paylaşım, kurban kesimi olmadan da lokma dağıtımı, yardım faaliyetleri ya da topluma katkı sağlayan başka yollarla sürdürülebilir.
Alevilikte kurban, etin değil, niyetin paylaşıldığı bir lokmadır. Gösteriş ya da zorunluluk için değil, gönül birliği için sunulur. “İnsan-ı kâmil” olma yolunda, kurban, nefsini terbiye eden, paylaşarak çoğalan bir hizmettir. Dört kapı kırk makam yolculuğunda, bireyin sevgiyle Hakk’a ve topluma yaklaşmasıdır. Günümüz dünyasında, bu hakikat, kurban kesimi yerine ihtiyaç sahiplerine destek olmak, doğaya saygı göstermek ya da barışı güçlendiren eylemlerle de ifade edilir.
Kurban, Alevilikte bir canı yaşatmak, bir cana dokunmaktır. Hakk’a yakınlaşmak, toplumla bir olmak, el ele, lokmayı lokmaya karıştırmaktır. Bedelle değil, sevgiyle ve hakikatle anlam bulur. Tüm canların Kurban Bayramı’nı sevgi, barış ve rızalıkla kutlarım !