📌İstanbul’da yaşayan CAN TV haber spikeri Ezgi Soysal’ın, yaklaşık dört yıldır aynı mahallede oturduğu komşuları tarafından sistematik biçimde tehdit, taciz ve fiziksel saldırılara uğraması hakkında Meclise verdiğimiz soru önergesi🔻🔻
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıda belirtilen sorularımın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 96. ve 99. maddeleri uyarınca yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Celal FIRAT
DEM PARTİ İstanbul Milletvekili
Basın emekçileri, halkın haber alma hakkı için görev yaparken her geçen gün artan baskı, tehdit ve şiddet olaylarının hedefi haline gelmektedir. İstanbul’da yaşayan CAN TV haber spikeri Ezgi Soysal, yaklaşık dört yıldır aynı mahallede oturduğu komşuları tarafından sistematik biçimde tehdit, taciz ve fiziksel saldırılara maruz kalmaktadır.
Soysal, CİMER’e, belediyelere ve emniyete defalarca başvurmasına rağmen hiçbir koruyucu veya önleyici tedbirin alınmadığını, defalarca karakoldan geri çevrildiğini belirtmektedir. Ocak ayında üç kadın tarafından saldırıya uğrayarak parmağı kırılmış, Nisan ayında babası da aynı kişiler tarafından darp edilmiş, son olarak 28 Ekim 2025 tarihinde evinin önünde on kişilik bir grubun organize saldırısına uğramıştır. Saldırı anında kafasına ve vücuduna defalarca tekmelerle darbe alarak küfürlere maruz kalmış, Iphone XR telefonu zarar görmüş, airpods pro 3 kablosuz kulaklığı kaybolmuş ve tespit edebildiği kadarıyla Erciyes apartmanında oturan Rahime ÖZCAN ve Betül ÖZCAN ile birlikte yaklaşık on kişilik başka kadın-erkek ve çocukların saldırısı sonucunda hayatını kaybetme riski yaşamıştır.
Gazeteci Soysal, “Adalet yerini bulmadığı için neredeyse öldürülüyordum, can güvenliğim yok” sözleriyle yaşadığı cezasızlık ortamını kamuoyuna duyurmuştur. Ancak tüm bu saldırılara rağmen saldırganlar hakkında herhangi bir gözaltı ya da yargısal işlem yapılmadığı, kamera kayıtlarının dahi incelenmediği ifade edilmektedir.
Bu olay, sadece bir “komşu kavgası” değil, kadın gazetecilere, basın özgürlüğüne ve muhalif seslere yönelmiş sistematik şiddetin bir yansımasıdır.
Gazetecilik mesleği, bu ülkede ağır bedellerle var olmaya devam etmektedir. Hasan Fehmi’nin öldürüldüğü 1909 yılından bu yana 116 yılda son olarak İstanbul’da gazeteci Hakan Tosun’un dövülerek katledilmesi ile birlikte en az 68 gazeteci benzer biçimde saldırıya uğrayarak, bombalarla ya da kurşunlarla yaşamını yitirmiştir.
Basın özgürlüğü, demokratik toplumların temel direğidir. Ancak Türkiye’de gazetecilere yönelik şiddet olayları artarken, faillerin korunması, soruşturmaların geciktirilmesi ve koruma tedbirlerinin uygulanmaması toplumsal adalet duygusunu derin biçimde zedelemektedir.
Bu bağlamda;
1. Gazeteci Ezgi Soysal’ın 2025 yılı Ocak, Nisan ve Ekim aylarında yaşadığı saldırılar hakkında emniyet birimleri tarafından herhangi bir gözaltı veya ifadeye çağırma işlemi yapılmış mıdır?
2. Saldırılara ilişkin hazırlık soruşturması başlatılmış mıdır? Başlatıldıysa hangi aşamadadır?
3. Ezgi Soysal’ın defalarca başvurduğu CİMER, belediye ve karakol kayıtlarında hangi işlemler yapılmıştır? Başvurular neden sonuçsuz bırakılmıştır?
4. Saldırıların yaşandığı bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenmiş midir? İncelenmediyse neden?
5. 27 Ekim’de İçerenköy Polis Karakolu’na giden gazeteci Soysal’ın iki kez kapıdan geri çevrildiği iddiası doğru mudur? Bu konuda herhangi bir idari inceleme başlatılmış mıdır?
6. Ezgi Soysal ve ailesi için koruma tedbiri alınması yönünde herhangi bir değerlendirme yapılmış mıdır?
7. Gazetecilerin güvenliğini sağlamak amacıyla İçişleri Bakanlığı’nın özel bir izleme veya koruma mekanizması oluşturma yönünde bir çalışması bulunmakta mıdır?
8. Basın özgürlüğü ve ifade hakkının korunması için gazetecilere yönelik şiddet vakalarında etkin soruşturma zorunluluğunun tüm emniyet birimlerine hatırlatılması yönünde genel bir talimat gönderilmiş midir?
Celal Fırat
