Van’da 27 Eylül’de kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedenine ulaşılan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümünün tüm yönleriyle araştırılması için TBMM’ye verdiğimiz soru önergemiz
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıda belirtilen sorularımın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 96. ve 99. Maddeleri uyarınca yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Celal FIRAT
İstanbul Milletvekili
Van’da 27 Eylül’de kaybolan ve 18 gün boyunca arama çalışmaları sürdürülen Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in cansız bedeni Van Gölü kıyısında Molla Kasım Köyü sahilinde bulunmuştur.
Rojin Kabaiş, arkadaşlarına çakıl taşı toplamak için sahile gideceğini söyledikten sonra bir daha kendisinden haber alınamamıştı. Kabaiş’in telefonla konuştuğu annesine, markete gidip kahve, su ve kek alacağını söylediği biliniyor.
Basında yer alan bilgilere göre Rojin Kabaiş’in kardeşi “Ben ablamın kaybolduğu gün yani cuma günü yine bir umut diye ablama mesaj attım. Mesajıma ise çarşamba günü yani kaybolduğundan 5 gün sonra görüldü atıldı. Emniyet ise şifreyi 8 gün sonra kırdığını söylüyor. Birde emniyet babama telefonu incelediklerini kayıtlarda sadece aile ile konuştuklarını ama Whatsapp’ın ise şifreli olmasından kaynaklı kıramadıklarını aktardı ama ablamın kaybolduğu günün akşamına kadar da Whatsapp profili duruyorken; bir süre sonra oda kaldırılıyor ve Whatsapp hala duruyor”
Ayrıca baba Nizamettin Kabaiş, “Doktor otopsiden çıktıktan sonra bana dedi ki, ‘Kızının 18 gün boyunca suda kalmış olması mümkün değil. Öyle olmuş olsaydı cenazenin bütünlüğü bozulurdu. En fazla 5 veya 6 gün suda kalmıştır. Rojin’in bedeninde ve gözlerinde morarma vardı. Muhtemel birileri onu bir yerde uzun zaman tutmuş belki de sonradan katletmiş ve suya atmış.’ Yani bunlar hepsi ihtimal. En son bir bahçıvan Mola Kasım Mahallesi’nde Rojin’in kıyıya vurmuş cansız bedenini görüp polisi arıyor” ifadelerini kullanarak kızının hayattan nasıl koparıldığının açığa çıkarılmasını istemektedir.
Bu bağlamda;
1- Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1. sınıf öğrencisi olan ve KYK Yurdu’nda kalan Rojin Kabaiş’in ölümü ile ilgili Bakanlığınızın soruşturması hangi aşamadadır?
2- 27 Eylül’de yurdundan çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan Rojin nasıl ölmüştür?
3- Yetkililer Rojin’in intihar ettiğini iddia ediyor. Rojin yurttan çıkmadan önce arkadaşlarını da davet etmiş, birlikte gitmek istemiş. Yanına kek ve su almış. Arkadaşlarıyla yürüyüşe çıkmak istemiş bir genç kadına nasıl intihar etmiştir diyebiliyorsunuz?
4- Rojin’in ailesi günlerdir mahkeme önlerinde, sokaklarda adalet çağrısı yapıyor. Kızlarının intihar etmediğini, yurttan çıkmadan hemen önce konuştuklarını, birlikte zaman geçirmek için plan yaptıklarını söylüyorlar. Buna rağmen neden intihar iddiasında bulunulmaktadır?
5- Rojin kaldığı yurttan çıktıktan sonra 24 km ötedeki Mollakasım Köyü sahilinde bulunuyor. Rojin’in bu mesafeyi tek başına yürüyerek gitmesi mümkün değil. Rojin’in cansız bedeni orada nasıl bulunmuştur?
6- Rojin’in cansız bedeninin bulunduğu Mollakasım Köyü sahil şeridi, Van Gölü’nün akıntısının tersi yönünde kalıyor. Yani kıyıya, gölden hiçbir şey vurmuyor. Rojin yurda yakın mesafede intihar etmiş, ardından bu sahile akıntı ile ulaşmış olamaz. Buna dair açıklamanız nedir?
7- Rojin’in yaşamını yitirmesi olayında ihmali olan kurum ve kurum personellerine dair açılan herhangi bir soruşturma var mıdır?
8- Rojin’in otopsi raporunun 15 gün içinde ailesi ile paylaşılacağı açıklanmıştı. Ancak, aradan neredeyse bir ay geçmesine rağmen aileye bilgi verilmiyor. Savcılık soruları yanıtsız bırakıyor. Rojin’in otopsisi neden ailesi ile, barolarla paylaşılmıyor?
9- Rojin’in babası, Rojin’in cansız bedeninde morluklar ve izler olduğunu söylüyor. Bunlara ilişkin bir açıklamanız var mıdır? Rojin’in bedenindeki morlukların sebebi nedir? Rojin şiddet görerek mi katledilmiştir?
10- Rojin Kabaiş’in neredeyse bir ay bekletilen otopsi raporu, neden ailesine ve avukatlarına bildirilmeden önce ana akım medyaya verilmiştir? Bunun sebebi intihar algısı oluşturmak için midir?