TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleşen 33 canın yanarak katledildiği Sivas Katliamı’nın aydınlatılması, bu katliamın gerçekleşmesine neden olan azmettiricileri ile katliamın perde arkasında saklı kalan derin dehlizlerindeki unsurların ortaya çıkarılması amacıyla Anayasamızın 98. ve TBMM İç Tüzüğünün 104. ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ederiz.
Celal FIRAT
İstanbul Milletvekili
GEREKÇE
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri sırasında Madımak Oteli’nde bulunan 33 can yakılarak katledildi. Katliamcılar haftalar öncesinden bildiriler dağıtıp ‘kıyam’ ve ‘katliam’ çağrıları yapmasına rağmen, emniyet yetkilileri o gün hiçbir polisi müdahale etmek için katliamın yaşandığı bölgeye göndermedi. Otelin önünde bulunan az sayıdaki asker ise katliamcılara karşı herhangi bir müdahalede bulunmadan, sanki orada hiçbir şey olmamış gibi otelin önünden ayrılarak görev yerlerine döndüler. Bu insanlık dışı katliam tam 8 saat boyunca TV’de canlı olarak yayınlanarak hafızalarda travmatik bir iz bırakmıştır.
Katiller önce etkinliğin yapıldığı Kültür Merkezine saldırdılar ancak buradan püskürtüldüler. Katliamcı güruh ‘kahrolsun laiklik, şeriat isteriz’ , ‘şeriat gelecek zulüm bitecek’ gibi sloganlar ve tekbirler eşliğinde otele yönelip katliamı gerçekleştirdiler.
Sivas Madımak Katliamı’nda sonrasında yaşanan adaletsizlikler ise bu katliamın acısını misliyle artırdı. Haklarında dava açılan katillerin bir kısmı hiç bulunamadı. Daha sonra bu katillerin bazılarının Sivas’tan hiç ayrılmadan yaşamlarına devam ettikleri, hatta resmi olarak haklarında arama kararları olmasına rağmen evlendikleri, askere gittikleri, işe girip çalıştıkları, ehliyet aldıkları anlaşıldı. Aranan Sivas sanıklarından Cafer Erçakmak, Sivas Valiliğinin 100 metre ilerisindeki evinde hayatını kaybetti. Sivas katillerinin bir kısmı da arama kararlarına rağmen ellerini kollarını sallayarak yurt dışına çıkartıldılar.
Sivas katliamı sanıklarından kırmızı bültenle aranan Vahit Kaynar da Polonya sınırında yakalandı ama 40 gün yasal süre dolana kadar Türkiye’den iadesi istenmediği için serbest bırakıldı. Yurt dışına çıkartılanlar, işledikleri insanlık suçlarından ötürü değil sadece gösteri ve yürüyüş kanununa aykırı davranılması gerekçe olarak gösterildiği için iade edilmediler. En sonunda dava zaman aşımından düşürüldü. Son olarak Sivas Katliamının bir numaralı sanıklarından Ahmet Turan Kılıç, Cumhurbaşkanı tarafından yaşı ve sağlık sorunları gerekçesiyle affedildi. Sivas Katliamı’ndan bugüne kadar 30 yıl bu şekilde geçti.
Diğer taraftan Sivas Katliamı’na yönelik yargılamada, üç firari sanık yönünden devam eden dava zaman aşımı riskiyle karşı karşıyadır. Oysa Türk Ceza Kanunu’nun 77. Maddesinde belirtildiği üzere; Sivas katliamı gibi “insanlığa karşı işlenen suçlarda” zaman aşımı uygulanamaz.
Unutulmamalıdır ki, 30 yıl önceki Madımak vahşeti, Çorum ve Maraş katliamlarının devamı olarak gerçekleşmişti; sonra bunu Gazi Mahallesi Katliamı izledi. Katliamların hesabı hukuken sorulmadıkça işlenen suçlara yenileri eklenecektir.
Madımak Otelinde bulunan canların yakılarak hunharca katledildiği Sivas katliamının arkasında gizli kalan gerçeklerin aydınlatılması, yargı kararlarına rağmen Sivas katillerini koruyup cezasız bırakan unsurların ortaya çıkarılması, katliamla ilgili devlet arşivlerinde yıllardır saklı kalan belgelerin araştırılıp kamuoyuyla paylaşılması, perde arkasındaki asıl sorumlularının açığa çıkarılması ve böylece katliamda yakınlarını yitirenlerin acılarının az da olsa dindirilmesi için Sivas katliamının araştırılması elzemdir.